Skip to main content

Emniyet ve MİT Sorumluları

III. EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ VE MİLLİ İSTİHBARAT TEŞİKİLATI GÖREVLİLERİ

EMNİYET MÜDÜRLERİ, AMİRLERİ VE MİT GÖREVLİLERİNİN SORUMLULUK SEBEPLERİ

Yukarıda da belirtildiği üzere Milli Güvenlik Konseyinin 1 No’lu Kararı ile Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı’nın emrine verildi ve askeri operasyonlar sırasında silah kullanan asker ve polis tüm güvenlik personelinin ceza yargılamaları sırasında tutuksuz yargılanması zorunluluğu getirildi. Bu karar görevlilerin görevlerinden dolayı işledikleri her türlü suçu kapsadı ve insan hakları ihlallerine dahli olan emniyet, jandarma ve MİT görevlileri bir yandan işkence dahil her türlü yasa dışı sorgu yöntemine özendirilirken muazzam bir cezasızlık zırhı ile de koruma altına alındı. 07.11.1980 tarihinde çıkarılan 2337 sayılı yasa ile ise gözaltı süresi 90 güne çıkarıldı ve aynı suç için yeni deliller ortaya çıktığında 90 günlük sürenin süresiz olarak uzatılabilmesinin önü açıldı.

Böylece asker, polis ve MİT görevlileri MGK tarafından kendilerine verilen görevi tereddütsüz üstlenerek her türlü işkence ve ihlal eylemlerinde ceza almayacaklarına ya da işledikleri suça uygun ceza almayacaklarına duydukları inanç ve rahatlık ile bu suçları işlemişlerdir. Bu suçların işlendikleri mekanlar da çoğunlukla Emniyet Müdürlüklerine ait ya da onlara tahsis edilmiş kamu kurumları olmuştur.
İşkence ve insanlık dışı muamele suçunu bizzat işleyen görevliler elbette fail olarak sorumludurlar ve bu sitede doğrulama kaynaklarıyla teyit edilen sorumluların isimlerine ilgili yerlerde yer verilmiştir. Ancak bu sorumluların dışında bu suçların bu kadar yaygın bir şekilde işlenmesinde amirin sorumluluğu ilkesinden hareketle suçun işlendiği yerlerdeki Emniyet amirlerinin, Müdürlerinin ve MİT görevlilerinin de bu suçun sorumluları olarak gösterilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Zira bu üst düzey görevlilerin bir kısmı bu suçların işlenmesi için emir vererek, bir kısmı görmezden gelerek, bir kısmı işleyenleri yargı makamlarından saklayarak ve suçu önleyecek emir ve yaptırımları uygulamayarak, bir kısmı suçu işleyenler hakkında idari ve adli işlemleri yapmadıkları gibi istisnai de olsa yargıya intikal etmiş olaylar ve kişiler hakkında yargı makamlarının talep ettikleri evrakları göndermeyerek ya da geç göndererek, gerçeğe aykırı ya da sonradan düzenlendiği anlaşılan ve gerçeği çarpıtan kurgu evraklar düzenleyerek bu suça ortak olmuşlardır. Sıkıyönetim halinde dahi olunsa bu fiillerin emrini vermek ve de emri yerine getirmek her zaman yasaklanmış ve suç olarak tanımlanmış, hiçbir kanunda da istisnası düzenlenmemiştir.

Türkiye’nin ilk Anayasasından sonuncusuna tüm Anayasalarda işkence yasağı düzenlemesine yer verilmiştir. 1924 Anayasası 94. Madde ’de, 1961 Anayasası 14. Madde ‘de ve de son olarak 1982 Anayasası 137. Madde ‘de konusu suç teşkil eden ve/veya hukuka aykırı emrin yerine getirilemeyeceği yasağına/düzenlemesine yer verilmiştir. Anayasalarda yer verilen bu yasak ve ilkeler doğrultusunda da konusu suç teşkil eden ve/veya hukuka aykırı emrin yerine getirilmesi durumlarında cezai müeyyideler ve sorumluluk koşulları ise 765 sayılı ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunlarında düzenlenmiştir.
Ayrıca Türkiye tarafından 1954’te onaylanmış olan ve iç mevzuatımızın bir parçasını oluşturan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, işkence ve insanlık dışı muamele yasağının da içinde yer aldığı temel hak ve özgürlükleri belirlemiştir. Bu tarihten sonra Türkiye’de (bu tarihten önceki düzenlemelerin ne olduğu konusunu ayrıksı tutarak) düzenlenen tüm Anayasa ve Kanunlarda bu eylemler açıkça yasaklanmış ve cezai yaptırıma tabi tutulmuştur.
Darbe sonrasında Emniyet Müdürlüğü kadroları da değiştirilerek MGK’nın emirlerini sorunsuz ve derhal uygulayacak ve kendilerine sorun çıkarmayacak kadroların göreve getirilmesi ve diğerlerinin de ya ihraç edilerek ya da emekliye ayrılmaları istenilerek işten el çektirilmeleri sağlandı. Ancak bu süreç bir günde tamamlanmadı.

Bu nedenle listede tüm il emniyet müdürlerinin isimlerine değil yalnızca üst düzey görevlilerin, soruşturma-dava dosyalarında ve mağdurların beyanlarında belirtilenlerin, İnsan Hakları kuruluşlarının rapor, dilekçe, şikâyet ve açıklamalarında belirtilenlerin ve işkencenin sıkça yaşandığı yerlerin İl ve İlçe Emniyet Müdürlerinin, amirlerinin ve MİT görevlilerinin sorumlu olanlar olarak isimlerine yer verilmiştir.

Bir bütün olarak bu kişilerin sorumlu olarak belirtilmelerinin temelini ise insanlığa karşı işlenen suçların zaman aşımına uğramayacağı ve bu suçları işleyenlerin yargılanmaları ve cezalandırılmalarına suçta zaman aşımı nedeniyle engel olunamayacağına ilişkin Uluslararası Hukuktaki birçok düzenlemenin yanı sıra Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 7/2. Maddesi oluşturmaktadır.